Çirkin:”MHP mert insanların partisidir…”

Milliyetçi Hareket Partisi Hatay ıl Başkanı çirkin Antakya Merkeze bağlı Ovakent Belediye Başkanı Abdülşükür Mert’i ihraç kararı aldıklarını belirtti.

            AKP yetkililerinin bu Belediye Başkanına siyasi rüşvet teklif ettiğini ve bu konuda 24 Ağustos 2010 günü taraflar arasında bir görüşme yapıldığı bilgisi aldıklarını ve Belediye Başkanının da tekliflerini bugün itibariyle belde halkına ileteceğini, oradan çıkacak kararı da AKP yetkililerine bildireceği yönünde bilgi aldıklarını ifade eden çirkin:
 
            “Yani bir başka deyişle henüz belde halkından ne yönde karar çıkacağı belli değildir. Belki de MHP’de kalma yönünde bir görüş oluşacaktır. Biz Ovakent halkının takdirine saygı duymak zorundayız. Ancak karar ne yönde olursa olsun, böyle bir Belediye Başkanı ile yola devam etmek MHP’nin ilkeleri açısından mümkün değildir. çünkü MHP mert insanların partisidir.
 
            Ali Dibo’nun, küpürcü ekibine katılmasa dahi aynı havayı teneffüs etmek bile Milliyetçi Hareket Partisinde bir gün dahi barınamayacak olmanın yeterli sebebidir. Küpürün ne olduğu da başta sevgili Antakyamız tarafından iyi bilinir. Belki de bu vesile ile üzeri küllendi sanılan küpürün közü tekrar açığa çıkacaktır.” Dedi.
 
            “MHP sadece onurlu duruşunu ve ilkeli olduğunu değil, Milletimizin takdiri ile gücünü de ispat etmiş bir siyasi harekettir.” Sözleriyle devam eden MHP Hatay ıl Başkanı çirkin devamında AKP Hükümetini de eleştirdi.
 
            “Yönünü kaybedenler, ilkesizliğe tahammül etme yolunu seçebilmektedir. Buna en yakın örnekte AKP dersek, herhalde yanılmış olmayız.” ıfadesinde bulunan çirkin:
 
            “Her şey milletimizin gözleri önünde olmaktadır. HAYIR oylarını bir türlü düşüremeyen AKP, başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere siyasi ecel korkusuna kapılmış durumdadır. Bu bakımdan bunların başvurmayacağı yol ve hile yoktur. Ancak bu çabalar nafiledir. Mübarek Ramazan’da dahi kendilerini kabul etmeyen köylerin elektriğini kestirebilmekte, onlara iftarda bir bardak soğuk suyu çok görebilmektedir. Zengini vergi cezasıyla, fakiri yeşil kartıyla korkutmaktadır. Yüce dinimiz ıslam’ı, şereflendiğimiz bir inanç olmaktan çıkarıp, kendi kirli emellerine alet etmek, bunlar için artık bir sıradanlık haline gelmiştir.
 
Referandum gezilerinde “ya biz, ya onlar” demektedir.
Silahlı kuvvetleri, haklı – haksız hırpalamak siyasetlerinin bir parçası haline gelmiştir.
Hâlbuki bu ordu Hz. Peygamber’in ordusudur. Milletimiz asker ocağına “Peygamber Ocağı “ der!
Yandaş basını da yanına alarak olmaz işler yapmaktadırlar.
ıftira, rüşvet, tehdit kol gezmektedir.
Türkiye de demokrasiden bahsetmek artık mümkün değildir.
Tüm bu gayretlere rağmen, halen, HAYIR oylarını düşüremeyen AKP ve Tayyip Erdoğan, MHP ve BDP artı PKK’yı ruh ikizi olarak nitelemiş ve aynı amaca hizmet ettiği yalanını meydan meydan gezerek söylemekten utanmamıştır.
 
Ancak ilahi adalet Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetini BDP ve PKK önünde diz çökmeye Mahkûm etmiştir. ımralı canisiyle anlaşılmış ve son umut Kandil’den gelecek sese bağlanmıştır. Kandil de, Hükümetle anlaşmaya vardıkları yolunda “müjdeli haberi” tüm dünyaya terörist Murat Karayılan aracılığıyla duyurmuştur. Her şey açıktadır. Saklanacak ya da saklayacak hiçbir şey kalmamıştır.
 
            Türkiye ve Türk Milleti, tüm dünyaya karşı mahcup edilmiş, aciz duruma düşürülmüştür.
            Ne uğruna?
            Tayyip Erdoğan’ın Evet için beklediği bir avuç oy uğruna
            Kandil’den gelen açıklama sonrası, yazarıyla, çizeriyle, iş adamıyla bölücüler hep bir ağızdan “önce özerklik, sonra bağımsızlık “ naraları atmaya başlamıştır.
            Türk Milleti tüm bunları nefretle izlemektedir.
            Bunlardan kurtuluşun ilk yolu referandum, kurtuluş günü ise 12 Eylül’dür.
            Milletimiz, inanıyoruz ki bu kepazeliklere HAYIR tokadını atacak ve belki o zaman Tayyip Erdoğan ve AKP mezardakilerle, Kandildekilerden umudunu kesip yeniden Türk Milletine yüzlerini dönebileceklerdir.” dedi.