Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısında yapılan değişikliğin devrim niteliğinde olduğunu savundu.
Yeni Adli yılın başlaması nedeniyle, Antakya Savon Otel’de gerçekleşen kokteyle Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz, Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, Hatay Ağır Ceza Mahkemesi ve Adalet Komisyonu Başkanı Esabil Saylak, ıl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Vedat çolak, 121. Jandarma Er Eğitim Alay Komutanı Kurmay Albay Hasan Aksoy, Cumhuriyet Savcıları, Hakimler, daire müdürleri ve Avukatlar katıldı.
Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım konuşmasında, 2010-2011 Adli Yılı’nın açılışı münasebetiyle, Hatay Barosu Başkanlığı ile müştereken düzenlemiş bulundukları kokteyle katılanlara ‘Hoş geldiniz’ sözleriyle başladı.
Başsavcı Yıldırım, ‘6 Eylül sabahı, Yargı Mensupları olarak Yüce Atatürk’ün manevi huzurunda, O’nun ilkelerine ve emanetlerine bağlılığımızın ve sadakatimizin ifadesi olarak, her yıl tekrarlanan heyecanımızla bir araya gelmiştik’ diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:“Adli yılın açıldığı bu günlerde, Türk Adalet tarihinin çok önemli bir dönemine tanıklık yapmaktayız. 12 Eylül 2010 tarihinde, yani dün halk oylaması ile kabul edilen Anayasa değişikliği içerisinde yer alan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısında ve oluşumunda yapılan değişiklik, Hakim ve Cumhuriyet Savcıları üzerinde son sözü söyleme yetkisine sahip, bu Yüksek heyetin yapısı ve çalışma usulleri ile ilgili Devrim niteliğinde yenilikler içermektedir. Yapılan değişikliklerle yargı yeni bir döneme girmiştir. Artık önümüzdeki süreçte, HSYK’nun üyelerinin önemli bir bölümü Hakim ve Cumhuriyet Savcıları tarafından seçilirken, Adalet Bakanlığı Yüksek Kurul ilişkisi zayıflamış, Kurulun kendi sekreteryasının kurulması ve teftişin doğrudan Yüksek Kurul tarafından yönlendirilmesi süreci başlamıştır. Sistem doğru bir işleyişe kavuşuncaya kadar, Hakim ve Cumhuriyet Savcılarımızın, “Adalet” görevinin vakarı ve mesleki reflekslerinin ışık tuttuğu çizgide, soğukkanlı ve “yargı” kurumuna yakışır bir şekilde süreci geçireceklerinden şüphem yoktur. Tüm Yargı camiasının ortak amacı, her zaman olduğu gibi “adalet”i en yüksek değer olarak olması gereken yere yükseltmektir. çünkü her Hukuk adamı, Konfiçyüs’ün; “adalet, kutup yıldızı gibi yerinde durur, geri kalan her şey onun etrafında döner” sözlerine yürekten inanmaktadır.
Hukuk; insanlığın toplu yaşama geçmesi ile, yani insanlık tarihi ile yaşıt bir olgu olarak, aynı zamanda toplumsal gelişmelere paralel, yaşayan ve gelişen bir kurumdur. Zaman zaman rejimlerin istinat duvarı, çoğu zaman da sorgulayıcısı, sınırlandırıcısı olan hukuk, gelişen ve çağdaşlaşan dünyada, yönetim sisteminin adı ne olursa olsun, “birey”in en güçlü çatısı olmuştur. Bu çatının güçlendirilmesi, tahkim edilmesi, günümüzde, geçtiğimiz yüzyıldan farklı olarak, birey’i eksenine alan, birey odaklı çağdaş Devlet anlayışına giden yolda, çok daha anlam kazanmıştır. “Hukuk”un güçlendirilmesi; bir yandan çağın gerekleri ve toplumun ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler yapılarak, diğer yandan da bu düzenlemelere toplumun ulaşabilmesini, istifade edebilmesini sağlayabilecek, Adalet ve Yargılama sistemleri kurmakla mümkün olacaktır. ıdeal Hukuka en yakın düzenlemeler de yapılmış olsa, kişilerin bu düzenlemelerden serbestçe istifade edebilmelerinin önündeki her türlü engel kaldırılmadıkça, uygulayıcıların bilgi ve ehliyet yeterlilikleri sağlanmadıkça, en önemlisi; bu düzenlemeleri uygulayacak olanların, iç huzurları, tarafsızlıkları ve bağımsızlıkları sağlanmadıkça, güçlü bir hukuk sisteminden, Hukuk’un birey için gerçek bir güvence oluşundan bahsetmek mümkün olamayacaktır. Nitekim büyük önder Atatürk, 1 Kasım 1928 tarihinde TBMM’nin 3. Dönem 2. Yasama yılını açış konuşmasında; “Adliyemizin işleyişi sürekli olarak bir gelişim göstermektedir. çağdaş ve uygar kanunlar, vatandaşların gereksinimine uygun mahkemeler ile birlikte, özellikle bilgili hakimler temeline dayanan adalet düşüncemiz ve kuruluşlarımızın geçen yılı övünçle anılabilir. Bu dönemde de aynı hedeflere doğru yeniden gelişmeler sağlanacağını kuvvetle ummaktayım” derken, güçlü bir adalet sisteminin olmazsa olmazlarını da özetlemiştir aslında.
Bunların başında öncelikle, çağdaş ve uygar kanunlar gelmektedir. Yani; toplumsal ihtiyaçları karşılayan, bireysel gelişmenin önünü tıkamayan, bir yandan Devlet denilen mekanizmanın işleyişini hızlandırıp kolaylaştırırken, bir yandan da kişi hak ve özgürlüklerine en yüksek güvenceyi sağlayan, teknolojide, bilimde, sanatta, hayata dair her alandaki gelişmeleri reddetmeyen, toplumu durağanlaştırmayan, evrensel ilkeleri asla gözardı etmeyen kanunlar kastedilmektedir. Kanun koyucunun dinamik bir şekilde, gecikmeden, gelişmelerin arkasında kalmadan tam tersine; değişim ve gelişimi teşvik edip önünü açan düzenlemelerle mevzuatı beslemesi bu noktada çok önem kazanmaktadır. Son yıllarda, başta temel kanunlar olmak üzere, mevzuata ilişkin çalışmalar, uygulamada olumlu sonuçlar vermiş, yargının etkinliğine ve vatandaş-adalet arasındaki güven ilişkisine önemli katkı sunmuştur. Bu çalışmaların devam ettiğini biliyoruz, yaşayan Hukuk açısından devamı zaruridir.
Atatürk’ün konuşmasında yer alan bir diğer unsur olan; vatandaşın gereksinimine uygun mahkemeler, Adalet’in güçlendirilmesi konusunda, olmazsa olmazlardan birisidir. Yargının mevzuat ihtiyaçları kadar önemli bir diğer hususta; Yargının fiziki ihtiyaçları, donanımıdır. Gelişmesi istenilen bir Adalet sisteminin vazgeçilmez unsurudur, yeterli alt yapı. Pasaj köşelerinde, Hükümet Konaklarının alt katlarında hizmet vermeye çalışan, teknolojiyi bütçe imkanları gerekçe göstererek kullanmaktan uzak kalmış, bir adalet sisteminin sağlıklı işleyeceğinden söz etmek, en hafif deyişle, gerçeği görmezden gelmek demektir. Türk Yargı’sının hizmet şartlarının, fiziki ve teknolojik alt yapısının her geçen gün daha da ileriye gittiğini görmek memnuniyet vericidir. Mülk’ün temeli olan Adalet’in güçlendirilmesi ve etkinliğinin artırılması konusunda tüm imkanların seferber edilmesi, bireyle Devlet arasındaki ilişkinin belirleyici unsuru olan “Adalet’e güven”i artırması nedeniyle doğru bir yaklaşım olacaktır. Yine, Yargı’nın fiziki sorunlarının çözümü ve altyapısının güçlendirilmesi noktasında, uzun süredir devam eden yoğun gayretler, Yargı mensupları olarak bizlere moral vermekte ve Türk Adalet Sisteminin güçlenmesine büyük katkı sağlamaktadır.
Hangi sistem içerisinde hareket edilirse edilsin, hangi fiziki imkan ve teknik donanımı sağlarsak sağlayalım, her sistemin başarısı şüphesiz insan faktöründe yatmaktadır. ışte Büyük önder Atatürk’ün Adalet sisteminin gelişiminden bahsederken, üçüncü unsur olarak saydığı,” bilgili hakimler temeline dayanan adalet düşüncemiz” diye formüle ettiği konu tam olarak bu unsuru karşılamaktadır. Burada “bilgili” ifadesini ehliyetli, liyakat sahibi diye yorumlamak daha doğru olacaktır. Gerçektende, Adalet Sistemi içerisinde yer alacak olan Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının iyi eğitilmiş, bilgili, kendine güvenen, her hal ve şartta bağımsızlıklarını ve tarafsızlıklarını yitirmeyecek kadar kişilikli olmaları ve bu şekilde yetişmeleri, adalet sisteminin başarısı açısından çok önemlidir. Adalet Akademisinin bu konuda gittikçe artan etkinliği moral vericidir. Bununla birlikte; Hakimlik ve Savcılık mesleğine girişte, tek başına bilgi asla yeterli ve objektif bir kıstas değildir. Hakimlik ve Savcılık sadece yapılan bir iş değil, yaşanılan bir meslektir, bir yaşam biçimidir. Dolayısıyla, bir bilgi mesleği olmanın ötesinde, kişilik, duruş, birikim ve zengin bir iç dünyanın varlığını zorunlu kılan bir meslektir.
AVUKATLIK YASASINDA DüZENLEMELER YAPILMALI
Adaletin işleyişinin iyileştirilmesi çalışmaları içerisinde, gözardı edilmemesi gereken, çok önemli bir konuda, Yargılamanın üç ana ayağından birisi ve vazgeçilmezi olan, savunmanın durumudur. Savunma kurumunun da yeniden ele alınarak, önündeki her türlü engelin kaldırılması suretiyle, güçlendirilmesi, ancak; güçlendirilirken, Avukatlık mesleğine kabulden başlayarak niteliğin artırılması hususunda düzenlemeler yapılması, bir güven mesleği olan Avukatlık kurumunun saygınlığını ve güvenilirliğini arttırma yönünde Baroların Disiplin Kurullarının daha etkili çalışması öncelikle yapılması gerekenlerdir.
UYUşTURUCU SUçLARIYLA MüCADELEMıZ SüRüYOR
Hatay ilimizde, verimli bir Adli yılı geride bıraktık. Yargısal faaliyetler açısından, her biri temayüz etmiş çok değerli Hakim ve Cumhuriyet Savcısı meslektaşlarımız, yoğun iş temposu içerisinde, gerektiğinde istirahatlarından, tatillerinden ve ailelerine ayıracakları zamanlarından fedakarlık ederek ilimizde Yargılama faaliyetlerinin aksamadan yürümesini temin ettiler. Yeni kurulan mahkemeler bu işleyişe büyük katkı sağladı. özellikle yeni kurulan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 1. Ağır Ceza Mahkememizin üzerindeki yoğun iş yükünü paylaşarak ciddi katkı sağlamıştır. önümüzdeki yıl, ihtiyaç duyduğumuz yeni mahkemelerin açılmasıyla, mevcut mahkemelerimizin iş yükü azalacağından, Yargılama kalitesi artacaktır.
Geçtiğimiz Adli yıl içerisinde de, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı olarak, işlenen suçların üzerine, bugüne kadar olduğu gibi, karalılıkla gidilmiş ve önemli sonuçlar alınmıştır. Organize suçlara yönelik çalışmalar ara vermeksizin ve istikrarla sürdürülürken, geçen yıl Adli Yıl açılış konuşmasında, Hatay için tehlikeli boyutlara geldiğini ifade ettiğimiz ve dikkatleri üzerine çekmeye çalıştığımız, Uyuşturucu suçları ile ilgili, Cumhuriyet Başsavcılığımız bünyesinde oluşturulan özel büro ile etkili sonuçlar alınmıştır. Yapılan soruşturmalarda ve bu soruşturmalardan alınan sonuçlarda, Hatay ıl Jandarma Komutanlığı ve ıl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı birimlerin, gösterişten uzak, kamu görevinin ciddiyeti ve bilinci ile, Cumhuriyet Başsavcılığımızla tam bir koordinasyon içerisinde fedakarca sağladıkları katkı takdire şayandır. Mevcut kolluk yapısı içerisinde, ilimiz; “adli görev” anlayışı itibariyle çok iyi bir noktada olmakla birlikte, soruşturmanın etkinliği, yargının hızlandırılması ve yargının bağımsızlığı hususlarında, başka sorumlulukları olmayan, önceliği adli görevleri olan, “adli göreve yardımcı olmak” yerine “adli görevi yerine getiren” bir adli kolluk sistemine ihtiyaç olduğu hususundaki görüşümüzü bir kez daha vurgulamak isterim.
Uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yollarının bulunması ve bu şekilde Yargının iş yükünün azaltılması anlayışı içerisinde, Yeni Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenen “Uzlaşma” kurumunun uygulanmasının yaygınlaştırılması hususunda, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile Adalet Bakanlığının müşterek çalışmaları kapsamında, Adliyemiz belirlenen altı pilot yerden birisi olmuş, oluşturduğumuz Uzlaşma bürosu birçok uyuşmazlığı, mahkemelerin önüne taşımadan, tarafların tam tatminini sağlayarak başarılı bir şekilde uzlaşma ile sonuçlandırmıştır. Hatay’ın uzlaşmaya dayalı sosyal yapısı içerisinde çok daha başarılı sonuçlar alınabileceğinden ve buradaki uzlaşma uygulamalarının, Türkiye’ye örnek teşkil edeceğinden şüphem yoktur. Adli Tıp şube Müdürlüğümüz bir yılını aşmış ve ilimizde, özelliklede Antakya merkezde, Adli Tıp şube Müdürümüzün de fedakarca çalışmaları ve çabaları sayesinde, çok önemli yararlar sağlamıştır. Adli Tıp’ın açılmasından önce olduğu gibi, ölüm olaylarının acısı içerisinde, bir çok sıkıntıyla, ölenlerin Adana’ya gönderilmesine gerek kalmamış, otopsi işlemleri kısa sürede ilimizde yapılmıştır. Yine birçok adli rapor, bir başka ile gitmeye gerek kalmadan, buradan verilmeye başlanmıştır. önümüzdeki dönemde Mustafa Kemal üniversitesinin, öğretim görevlisi ve laboratuar imkanlarından istifade ederek Adli Tıp ile ilgili bir çok sorunu mahallinde çözme hususunda çalışmalarımız devam etmektedir. Bu konuda duyarlılıklarından dolayı Rektörümüze ve Adli Tıp Kürsüsü Hocalarımıza teşekkür ediyorum.
CEZAEVıNE 63 DöNüMLüK ALAN
üç yıl önce, Hatay E Tipi Kapalı ınfaz Kurumu bünyesinde kurduğumuz, Açık Ceza ınfaz Kurumumuz, gerek tarımsal üretimde, gerekse diğer hizmet işkollarında önemli mesafe almıştır. Ceza ınfaz Kurumumuzun bitişiğinde bulunan, 63 Dönüm üzerine kurulu Tekel deposunun da, Sayın Adalet Bakanımızın talimatlarıyla, Açık Ceza ınfaz Kurumumuza kapalı alanlarıyla birlikte devredildiğini söylemekten büyük mutluluk duymaktayım. Bu devirle birlikte, Hatay Açık Ceza ınfaz Kurumu, Türkiye’nin büyük infaz kurumlarından birisi olacak, Cezasını infaz etmekte olan ve Açık Cezaevini hak ettiği halde yer yokluğu nedeniyle il dışına sevk edilmek zorunda kalan hükümlülerin cezalarını memleketlerinde çekmeleri sağlanacak, burada ışyurtlarına bağlı olarak açılacak işletmelerle yöre ekonomisine katkı sağlanacaktır.
Hatay’da göreve başladığımdan bu yana, yani dört Adli yıl açılış konuşmasında, bir hayalimizi sizlerle adım adım paylaştık; yeni Adalet Sarayı binası. Her yıl bir sonraki yıla ait temennimizi paylaştık bu kürsüden. Uygun bir yer bulup Adliye Yapımı için çalışmaya başlama dileğiyle başlandı, Yatırım programına alınması, temelinin atılması dilekleriyle devam etti. Bu konuda geçen yılki temennimiz, temelinin atılarak, projenin gerçekleştiğini görmekti. çok büyük bir mutlulukla, bugün projenin, Adliye ye yakışır şekilde, gerçekleştiğini ve Hatay Adliye Sarayı’nın görkemli silüetinin Hatay’da, mehabetine yakışır şekilde, yerini aldığını görmekteyiz. Bir sonraki Adli Yıl açılışını yeni binamızda gerçekleştirmeyi umuyorum. Bu sürecin arzu edildiği gibi ve gerçekten hızlı işlemesini temin eden Adalet Bakanımız Sayın Sadullah ERGıN’ e, sürecin işleyişinde desteklerini hep yanımızda hissettiğimiz Hatay Valisi Sayın Celalettin LEKESıZ’e, Antakya Belediye Başkanımız Sayın Lütfü SAVAş’a, her aşamayı paylaştığımız Hatay Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanımız Sayın Esabil Saylak’a ve arsa tahsisinden bu aşamaya kadar her safhada yanımızda olup, desteğini ve emeğini esirgemeyen Hatay Barosu Başkanı Sayın Sinan AKGöL’e ve emeği geçen isimleri gönlümüzde yazılı herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
ışBıRLığı VE DAYANIşMA HALıNDEYıZ Yeni adli yılda da Hatay Adliyesi olarak, sorunlarımızı başta Sayın Adalet Komisyonu Başkanımız olmak üzere tüm Hakim ve C. Savcılarımızla, Baromuz ve Yargı çalışanlarımızla hep beraber işbirliği ve dayanışma içerisinde, çözeceğimize ve bu gayretlerimizde başta Sayın Valimiz olmak üzere tüm Kurumlardan destek göreceğimize yürekten inanıyorum.
Bir kez daha, buraya teşrif ederek, bizlerle, yeni Adli yılın başlangıç heyecanını paylaşan tüm misafirlerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu vesile ile başta görevi başında şehit olmuş yargı mensupları olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm Yargı mensuplarını rahmet ve minnetle anıyoruz. Yeni adli yılın ve Yargıda Anayasa değişikliği ile başlayan yeni dönemin, genelde ülkemize, özelde ise ilimize hayırlı olmasını diliyorum. Adli yılın, yargının mevcut sorunlarının çözülmeye devam edildiği, doğru kararların süratle verildiği, verilen kararların toplumun her kesiminin vicdanını tatmin ettiği, “adalet” müessesine olan inancın güçlendiği ve yaygınlaştığı bir dönem olması temennisiyle saygılarımı sunuyorum.”
Değişiklik Devrim Niteliğinde…
Daha fazla HatayHatay kategorisinden daha fazla yazı »
İlk yorum yapan siz olun