İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Doktorlar karara tepkili…

Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu çıkarılmak istenen tam gün yasası ile ilgili acı gerçekleri ortaya koydu. Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, olasılıkla bu hafta içinde yaşamsal bir karar verileceği, belirtilerek, “Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği, Tabip Odaları, Hekimler neye itiraz ediyoruz? Bir kez daha sizlere açıklamak istiyoruz.” dendi.
 
Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu’nun, “Bu yasa ile ilgili Hükümetin, Sağlık Bakanı’nın kamuoyuna söylediklerinin doğru olmadığını, gerçeği yansıtmadığını, aldatmaca olduğunu biliyoruz.” denen açıklamasında şu noktalara dikkat çekildi: “Hükümet sürekli olarak yanıltıcı beyanlarla hekim ücretlerine yönelik açıklamalar yapmakta ve hekimleri hedef tahtası haline getirmektedir.
 
Biliyoruz ki global bütçeye geçildiği, Kamu Hastane Birlikleri kurularak maaşların da döner sermayeden ödeneceği koşullarda şu andaki ücretleri almak bile hayal olacaktır. çünkü Kamu Hastane Birliği işletmesi kurulduğunda devletin maaş ödemesi kalkacak, elde edilen gelir ölçüsünde para ödenecektir.
 
Ayrıca hekimlerce yine çok iyi bilinmektedir ki Sağlık Bakanı ve Başbakan’ın kamuoyuna duyurduğu ücretler kâğıt üzerinde olup tavan rakamları yansıtmaktadır. Halen mevcut döner sermaye ödemeleri bile tavandan yapılmamakta, tasarıda belirtilen mesai dışı çalışma ile elde edilecek kazanca ulaşabilmek ise günde en az 13-14 saat çalışmayı gerektirmektedir.
 
Bu gerçeği de bütün hekimler bilmektedir.” YASA MEVCUT EMEKLıLERE HıçBıR şEY SUNMUYOR Emekli hekimlere 1.250 TL civarında ödeme yapıldığı, yasanın mevcut emeklilere hiçbir iyileştirme sunmadığının belirtildiği açıklama şöyle sürdü: “Yasa çıktıktan bir yıl sonra emekli olan hekimin maaşında ise 19-44 TL arasında iyileştirme yapmaktadır. Bugün çalışmakta olan hekimler için bir tür zorunlu bireysel emeklilik sigortası getirilerek 30 yıl sonra emekli olacakların maaşının 2.000 küsur TL’yi ancak geçeceğini vaat etmektedir.
 
Oysaki bugün emekli bir hakimin maaşının 3.000 TL’nin üzerinde olduğu bilinmektedir. Yasa araştırma ve sağlık hizmeti açısından da eğiticilere, öğretim üyelerine daha iyi bir ortam sağlamamaktadır. Hekimleri güvencesiz bir ortamda çalışmaya iten bu anlayış, hekimlerin gelirini performans sistemiyle hastaların cebinden alınacak paraya, daha fazla ve niteliksiz hasta bakmaya endekslemiştir.
 
Son beş yılın performans uygulamasının sonucu budur. Sağlık hizmetlerinin katkı-katılım payı, fark ücreti getirilerek giderek daha fazla paralı hale dönüştürülmesi gidilen yolu göstermektedir. YASA TASARI HALıNDEYKEN UYARMIşTIK, YıNE UYARIYORUZ Tam Gün adıyla bilinen yasa halen TBMM gündeminde olan Kamu Hastane Birlikleri yasa tasarısı ile birlikte değerlendirildiğinde Bakanlığa bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri ile tıp fakülteleri hastaneleri başta olmak üzere sağlık ortamında telafisi mümkün olmayan sakıncalar doğacaktır: Hastane gelirlerinin artırılması temel hedef olurken, nitelikli hasta bakımı, eğitim ve araştırma bugünkünden daha da geri plana itilecektir; Zor ve zaman harcanması gereken hastalardan uzak durularak, sadece “bakılan” hasta sayısının artırılmasına çalışılacak; öğretim üyesinden sağlık ocağı hekimine tüm sağlık çalışanları, emekliliğe yansımayan düşük bir temel ücrete mahkûm edilerek, daha fazla hasta bakıp daha fazla kazanç elde etmeye yönlendirilecektir. Sonuç olarak verilen sağlık hizmeti her alanda giderek kötüleşecektir.
 
 Biz; hekimlerden taşeron işçilere, kamu-özel ayrımı olmaksızın bütün sağlık çalışanlarının, iş güvencesi başta olmak üzere, özlük haklarının kalıcı bir şekilde düzeltilmesini; Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarının, iyi ve nitelikli hizmet üretecekleri, işsizlik kaygısı duymayacakları ve emekliliklerinde geçinebilecekleri düzenlemelerin acilen yapılmasını bir kez daha talep ediyoruz. Buradan Anayasa Mahkemesine sesleniyoruz: Bugüne dek uyarılarımıza kulak verilmemiştir. Bu yasa basit bir “çalışma alanı” düzenlemesi değildir.
 
 Bu yasa sağlık alanında hekim iş gücü piyasası düzenlemesidir. Neredeyse 7 gün 24 saat çalışmayı dayatan, hizmetin niteliğini daha fazla tehlikeye sokan, ülkenin kaynaklarını özel sigorta şirketlerine aktaran/heba eden, radyoloji çalışanlarının sağlığı başta olmak üzere uzun çalışma süreleri sonucu bütün sağlık çalışanları ile birlikte halkın sağlığını tehdit eden bir düzenlemedir.
 
Anayasa Mahkemesi’nden; sadece bizlerin değil, gelecek nesillerimizin de sağlık hakkını gasp eden uygulamaların bir parçası olan bu yasayla ilgili yürürlüğü durdurma ve iptal kararı vermelerini talep ediyoruz.”

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir