Hatay beyaz altını kaybediyor…

TOBB Yönetim Kurulu üyesi ve Antakya Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Ali Kuseyri, 2007 yılında pamukta başlayan rekolte düşüşünün hızla devam etmesinden ötürü tedirgin olduklarını söyledi. Kuseyri, 2007 yılında Amik Ovası, ızmir Ovası ve çukurova’da pamuk üretim alanlarının çok hızlı bir şekilde azaldığını ve yaklaşık 1 milyon hektarlık ortalama ekim alanının o tarihlerde 600 bin hektara düştüğünü hatırlatarak, “Bu düşüş trendinin devam edeceği açıktı o yıllarda. önlem alınmaması halinde bunun 500 bin hektarın altına düşeceğini ve böyle bir gelişmenin de çok önemli sonuçlara yol açacağını açıklıyordu uzmanlar. Aradan üç yıl geçti ve Türkiye’deki son ekim alanlarının 400 bin hektar olduğu açıklanmıştır” dedi. Rekoltedeki düşüşünün Türkiye ile sınırlı olmadığına ve ancak düşük rakamların beklendiği gibi pamuk fiyatlarının yükselmesine yol açtığına vurgu yapan Kuseyri, “şimdilik yüzde 50 olan, son bir yıllık artışın çok daha yukarılara çıkması endişe vericidir. Bu gelişmelerin sadece Türkiye’deki rekolte düşüşüyle ilgisi yok tur tabii ki. Dünyanın en büyük pamuk üreticisi olan çin ve Hindistan’da pamuk rekoltesindeki düşüşün fazla olması, Hindistan ve Pakistan’ın ihracatını düşürmesinin de artan fiyatlarda etkili olduğunu söylemek gerekiyor. çin 7.5 milyon ton pamuk üretip, 9 milyon ton pamuk tüketmektedir. ABD’nin ürettiği 3.5 milyon tona yakın pamuğun 2.5 milyon tonunu ihraç etmesi ve ABD üreticisinin arzda bu yıl düşük oranlar tercih etmesi, pamuk fiyatlarının artmasına ve bu durumun direkt olarak Türkiye’ye yansımasına neden olmuştur” ifadelerine yer verdi.
 
 
Türkiye bu durumdan direkt olarak etkilenmiştir…
Olumsuz iklimin pamuğu etkilediğini dile getiren Kuseyri, “Genel olarak tüm dünyada pamuk rekoltesinde yüzde 20-30’luk bir düşüşten ve fiyat artışından bahsedebiliriz. Mevsim koşullarının elverişsizliği, en büyük pamuk üreticileri olan çin, Hindistan ve ABD’de de hissedilmektedir. Bu da hem rekoltede bir azalmaya hem de pamuk fiyatlarının hissedilir derecede artışına neden olmuştur” dedi. Kuseyri ayrıca dünya genelinde yüzde 30-35 lik bir fiyat artışının hakim olduğunu söyledi. Türkiye’nin pamuk üretiminin son beş yılda 1 milyon tondan 400 bin tona düştüğünü de hatırlatan Kuseyri, “Türkiye bu durumdan direkt olarak etkilenmiştir. Fakat son 30 yılın en düşük pamuk fiyat artışının bir diğer nedeni ise devlet kontrolünde pamuk ticareti yapan Hindistan’da pamuk lobisinin, devlet destekleme fiyatlarını arkasına almasıdır. Benzer şekilde devlet desteğini Türkmenistan ve Suriye Devletleri de uygulamıştır. Türkmenistan ve Suriye’nin yeni mahsul pamukları piyasaya az sürmesi de fiyatları artırmıştır. Preseli pamuk fiyatları son bir yılda 1.60 liradan 3 liraya, dış piyasada ise pamuğun kilosu 2 dolara kadar yükselmiştir. Sadece pamukla sınırlı kalmayan fiyat artışı diğer ara mamullere de sirayet etmiş bulunmaktadır. Petroldeki artışla beraber viskon ve elyaftaki artışa da dikkat çeken üreticiler, pamukla birlikte iplikteki artıştan da şikayetçi olduklarını dile getirmişlerdir. Türkiye bir tekstil memleketidir. Ama maalesef son dönemde girdi maliyetlerinin pahalı olması dolayısıyla da pamuk üretimi çok azalmıştır. Pamuk üreticisi artık darboğazın içine girmiştir” şeklinde konuştu.
 
 
 
çiftçilerin tekrar pamuk ekimine özendirilmesi gerekmektedir…
“Pamuk ihracatımız düşüyor” diyerek ıhracatın geçen ekim ayında başladığını anımsatan Kuseyri, “Ekim ayında yüzde 29, Kasım ayında yüzde 9 seviyelerindeki ihracatın, aralık ayında yüzde 0.6 düşmüştür. Tekstilde de iç piyasada ise durum işalatla ilgilidir. Pamuk ihracatında giderek düşen bir ivme göze çarparken, giyim işalatı ise artan seviyelerde seyretmektedir. Yıllardır önerilen ve beklenen kalıcı ulusal pamuk politikaları ile çiftçilerin tekrar pamuk ekimine özendirilmesi gerekmektedir. Global pazarlarda her geçen gün artan talep doğrultusunda organik pamuk üretiminin özellikle desteklenmesi şart olmuştur. Yaşanan kriz de ancak bu şekilde aşılabilecektir. Türkiye’nin en güçlü sektör olduğu tekstil ve hazır giyim tedarik zincirinin ilk halkasını oluşturan pamuğun, durdurulabilir politikalar ve stratejilerle desteklenmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. 10 YIL öNCE PAMUK DıYARI DENıLDığıNDE AMıK OVASI AKLA GELıRDı Güney Akdeniz bölgesinin pamuk ambarı konumunda ki, bereketli ve verimli topraklarıyla nam salmış olan Amik Ovamızda tarım her geçen gün kötüye gittiğine değinen Kuseyri, şunları kaydetti: “çiftçilerimiz para etmediği için yıllarca ektikleri ürünlerden vazgeçmeye başlamışlardır. Terk edilen ürünler arasında en önemlisi pamuktur. Ovada beyazın dışında bir görüntü gözümüze çarpmazdı. Ancak şuan ova kapkara çiftçimiz kan ağlamaktadır. çünkü gübre, ilaç, akaryakıt, elektrik, alet makine gibi girdi fiyatlarının artışı, su sıkıntısı ve ürünün para etmemesi nedeniyle yıllarca pamuk ekimi yapan çiftçimiz pamuktan vazgeçmeye başlamışlardır.”
 
 
çiftçimiz gün gözü görecektir…
Hatay’da 600 bin dönüm arazide pamuk ekimi yapıldığını belirten Kuseyri, “Amik Ovasında 2008 yılında açıklanan rakamlara göre pamuk hasadı sonrası beklenen rekolte 240-250 bin ton olması gerekirken, bunun çok altında yaklaşık 200 bin ton civarında kütlü pamuk elde edilmiştir. 2009 yılında pamuğun ekildiği Hatay`da bu rakam artması gerekirken kütlü pamuk ekilip hasat edilen bu rakam şuan 241.390 dekar alana düşmüş, hasat sonrası kütlü pamuk rekoltesi de 128.199 tona gerilemiştir. Bereketli ve verimli topraklarıyla bir dönem ”beyaz altın” pamuk yetiştiriciliğiyle anılan Amik Ovası`nda girdi maliyetlerini artması, gübre fiyatlarının yüzde 300 artması, Mazota da yüzde 100`ü geçen zamlara karşın pamuk üreticisi yıllardır emeğinin karşılığını alamamaktadır. Amik Ovasında yaklaşık 270 bin hektarlık alan tarım için kullanılmaktadır. 125 bin hektar alanda Hatay için önemli olan Reyhanlı Barajı ile Amik Ovası`nda 60 bin hektar alanın sulamasının, 20 bin hektar arazinin de taşkından korunması sağlanacaktır. Sulanabilen tarım arazisi Amik ovamızda yeni barajla birlikte % 90’lara çıkacaktır. Böylelikle çiftçimiz gün gözü görecektir” dedi.