Sağlık Bir Haktır…

Hatay Tabip Odası Genel Sekreteri Sadık Nazik, Türkiye’de modern okulun kuruluş tarihi olan 14 Mart 1827’nin yıldönümü, 100 yıla yakın bir süredir Tıp bayramı olarak kutlandığını, bu haftayı hem sağlık çalışanlarının sorunlarının, hem de halkın sağlık hakkının tartışıldığı bir zaman olması nedeni ile ayrıca önemsediklerini söyledi.
 
14 Mart Tıp Haftası nedeniyle Oda binasında basın açıklaması yapan Hatay Tabip Odası Genel Sekreteri Nazik, ”1980’den beri uygulanan neoliberal politikalar sağlığı hak olmaktan çıkarmış, alınıp satılabilen bir mal haline gelmiştir. “Paran kadar sağlık” sistem katkı payını, katılım payını, fark ücretini ve tamamlayıcı sigortayı sağlık hizmetini alan tüm kesimlere dayatmıştır” açıklamasında bulundu.
 
 
ılaçta ve bazı laboratuar tetkiklerinde cepten ödeme dönemi başlandığını, anne-babası sigortalı olmayan 18 yaş altı çocuklar için kısıtlamalar getirildiğini ifade eden Nazik açıklamasını şöyle sürdürdü: ”Bizler ise sağlığı bir hak olarak görüyor, hekimlik etik değerlerinin ve bilimsel bilginin sağlık politikalarında başat rol oynaması gerektiğini düşünüyoruz.
 
Hükümet kamu hastanelerini tamamen işletmeye çevirecek, çalışanları ise iş güvencesizliğine mahkûm edecek “Kamu hastane birlikleri yasa tasarını” TBMM Plan ve bütçe komisyonuna getirmektedir. Bu yasa ile halkın vergisiyle yapılmış olan hastaneler sermaye sahiplerine satılacaktır. A, B, C, D, E diye sınıflandırılacak olan hastanelerde hizmetin niteliği de farklı olacak, hasatlar ödeme güçlerine göre kalitesi değişen hastanelerden hizmet alacaklardır. Bu da hastaların hizmete erişiminde eşitsizlikleri bir kat daha artıracak, vatandaşı sağlık hizmetlerine ulaşım açısından parasına göre sınıflandıracaktır.
 
Sağlık başta olmak üzere tüm hizmet alanlarında çalışanların emeğini ucuzlatmak, güvencesiz ve yarıştırarak çalıştırmak; hizmete ulaşmak zorunda olan yurttaşları ise ya doğası gereği kar odaklı çalışan özel şirketlere (hastanelere) ya da en az onlar kadar işletmeleşmiş “devlet” hastanelerine müşteri olarak sunmak, mevcut AKP hükümetinin kendine biçtiği bir misyon olarak görmesi ve kabullenmesi isteniyor. Bu uygulamanın hekimler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının emeğini ucuzlatmak, onları yasalar karşısında özlük haklarından mahrum bırakmak gibi temel bir amacı vardır. Sağlık hizmeti asli ve sürekli bir hizmettir. Personelin de sürekli çalışması için işi güvenceli kamu personeli olması gerekir.
 
Taşeron ve sözleşmesi çalıştırma ile bu durum ortadan kalacak, iş ve ücret güvencesi hastane yöneticisinin iki dudağı arasında olacaktır.”