Türkiye Küçük Millet Meclisi “ön Yargılar Giremez’ Toplantısı geçtiğimiz hafta sonu ATSO toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Her ayın ilk haftasonu gerçekleştirilen ön Yargılar Giremez toplantısının bu ayki moderatörlüğünü ise eski Bakan Fikri Sağlar yaptı. Genel konu olarak ıki Dillilik, özerklik, yerel konu olarak da Antakya Büyükşehir Olmaya Hazır mı? konuları masaya yatırıldı.
DöNMEZ: AYIBIMIZ VARSA LüTFEN GıZLEMEYıN
Türkiye Küçük Millet Meclisi “ön Yargılar Giremez’ Toplantılarının Antakya ayağının temsilciliğini yapan Av. Ekrem Dönmez de konuşmasına siyasilere ve söz verip de toplantılara katılmayan sivil toplum örgütü temsilcilerine sitem ederek başladı. Gerçekleştirilen toplantılarda Hatay’ın aile fotoğrafının çekildiğini söyleyen Dönmez, “Türkiye Küçük Millet Meclisi ‘ön Yargılar Giremez’ Toplantılarının ilk başladığı günden günümüze kadar ciddiyet ve kararlılığımızı hiç bozmadık. Bundan sonra da kararlı olduğumuzu bir kez daha buradan ifade etmek isterim. ısteğimiz, aile toplantılarına söz verip de katılmayanların sözlerini tutmalarıdır” diye konuştu.
Salonda bulunan basın mensuplarına seslenen Avukat Ekrem Dönmez, “Lütfen ayıbımız var ise gizlemeyin. Halının altına süpürülecek bir şeyimiz yok. Vekillerimiz her zamanki gibi yok, bazı sivil toplum örgütleri de yok. Toplantının ilk başladığı günlerde Türkiye’nin tanıdığı isimleri moderatör olarak ilimize getirerek, toplantıya olan ilginin artacağını düşünüyorduk. Maalesef o da tutmadı. Ne milletvekillerinin, ne de siyasi partilerin gündemine oturamadık. Toplantının adı ‘ön Yargılar Giremez’ ama bize karşı olan önyargılar devam ediyor” görüşünü dile getirdi.
SAğLAR: SıYASı PARTıLER VE SEçıM YASASI DEğışTıRıLMELı
Türkiye Küçük Millet Meclisi “ön Yargılar Giremez’ Toplantısının Moderatörlüğünü yapan Fikri Sağlar, gerçekleştirilen toplantıların önemine dikkat çekti.Kente yön verme adına önemli projelerin ortaya konabileceğini söyleyen Sağlar, “Ne yazık ki, Türkiye’de demokrasi kültürünü geliştiremedik. Ne yazık ki, demokrasi oyunu oynanıyor, bizler de bu kısır döngü içerisinde bize dayatılan isimleri milletvekili ve belediye başkanı olarak seçmeye devam ediyoruz. Oysaki halkın tercihleriyle seçilen milletvekilleri ve belediye başkanları bu tip toplantıları bir fırsat olarak bilir, yaptığı veya yapacağı çalışmaları sivil toplum örgütü temsilcilerine, basın yayın kuruluşlarına anlatmayı fırsat olarak görür” diye konuştu.
Demokratik kuralların Türkiye’de yerleşmediğini belirten Fikri Sağlar, “Parlamenter sistemde siyasi partiler ile sivil toplum örgütleri eşit değer taşırlar. Bu anlamda ilinizdeki sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşüyor. Geliştirdikleri projeleri siyasilere aktaran sivil toplum örgütleri siyasilerin önüne geçmiş olurlar” şeklinde konuştu.
Fikri Sağlar, Türkiye’de siyasi partiler yasası ile seçim yasalarının değiştirilmesi gerektiğini, bu yasaların halkı temsil etmediğini söyleyerek, “Mevcut sistem ile sadece isimler halka dayatılıyor. Biran önce tercihli sisteme geçilmelidir diye düşünüyorum” dedi.
ORUç: ALEVıLERE ASıMıLASYON UYGULANIYOR
Samandağ ilçesinden toplantıya katılan Mevlüt Oruç yaptığı konuşmada, gerçekleştirilen darbelerin ardından Hatay’da yaşayan Alevilere karşı bir asimilasyon gerçekleştirildiğini ifade etti.
Oruç, kendisinin çocuklarıyla Arapça konuştuğunu ancak çocuklarının kendisine Türkçe cevap verdiğini söyleyerek, “Biz bitiriliyoruz. Bu bir insanlık suçudur. Oysa ana dilde hizmet zorunluluktur. Gerek ilimizde gerekse Türkiye’nin çeşitli yörelerinde köylere, beldelere Türkçe isimler verilmektedir. Yani yaşadığımız yerlerin isimleri Türkçeleştirildi. şahsi kanaatim Türkiye’deki tüm tabelaların iki dilde yazılmasıdır. Bunun yanı sıra her gün okullarda ‘Türküm, doğruyum, varlığım Türk varlığına armağan olsun’ yalanları çocuklarımıza okutuluyor. özerklikten korkmamak gerekli, Türkiye artık 1920’lerin Türkiye’si değil” dedi.
SAğLAMOğLU: ANTAKYA MEDENıYETLER şEHRı DEğıL
Mehmet Sağlamoğlu da yaptığı konuşmada, dünyada yaklaşık olarak altı bin dilin konuşulduğunu söyledi.
Dünyada bunun birçok örneğinin görülebileceğini söyleyen Sağlamoğlu, “Türkiye’de 1927 ile 1960 yılları arasında yapılan nüfus sayımlarında vatandaşlara hangi dili konuştuğu soruluyordu. Bu kural 1965 yılından itibaren kaldırıldı.
Hatay, Medeniyetler şehri diyoruz. Bu şekilde medeniyetler şehri olması mümkün değil, ilimizden Ortadoğu’ya açılan iki sınır kapımız mevcut. Burada herkesin Arapça öğrenmesi gerekli” diye konuştu.
İlk yorum yapan siz olun