İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yaşam kalitenizi yükseltin…

Avrupa üroloji Haftası halkı  bilinçlendirme aktiviteleri kapsamında konuşan Türk üroloji Derneği Uzmanları, erkeklerin ilerleyen yaşla birlikte en büyük korkusu haline gelen prostat konusunda, düzenli kontrolün yaşam kalitesinde önemli düzelmeler sağlandığının altını çizdi. Uzmanlara göre, 45 yaşını geçen her erkek, yılda bir kez mutlaka prostat kontrolünden geçmeli.
 
“Prostat Kontrolü Yaşam Kalitesini Yükseltir”
 
Mustafa Kemal üniversitesi Tıp Fakültesi üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kiper, iyi huylu prostat büyümesinin çoğunlukla yavaş ilerlediğini belirterek, kişilerin uzun süre bu farketmeyebileceğini söyledi. Prof. Dr. Kiper: 
 
“Bu hastalarda; idrar yapmayı hemen başlatamama ve bekleme, idrar hızının ağır olması, idrar kalınlığının azalması, mesaneyi tam boşaltamama hissi, kesik kesik idrar yapma gibi belirtiler görülür. ılerlemiş olgularda idrar atılamadığı için böbreklerde önceleri şişme ve büyüme meydana gelir. Bunun sonucunda, idrarın basıncı ile böbrek dokusu erir. Orta yaş ve üzerinde, bu şikayetler görüldüğünde mutlaka bir üroloji uzmanına başvurulması gerekir.”
 
Prostat büyümesinde tedavi gerektiren durumun prostatın büyümüş olması değil, büyümüş olan prostatın idrar kanalını tıkaması ve bunun da ciddi şikayetlere yol açması olduğunu anlatan Prof. Dr. Kiper’e göre,  prostat büyümesi tedavisindeki amaç, büyümüş olan adenom dokusunu ortadan kaldırıp idrar kanalındaki tıkanıklığı gidermek.
 
Prof. Dr. Kiper: 
 
“Bu hastalığın tedavisinde, günümüze kadar çeşitli tedavi yöntemleri denenmiştir. Ağızdan alınan ilaçlar ve cerrahi yöntemler gibi.”
 
Yılda Bir Kez Kontrol şart
 
Prostat kanserinin her erkek için ihmale gelmez bir  tehdit oluşturduğunu anlatan Prof. Dr. Kiper:  
 
“45 yaşını geçen her erkeğin yılda bir kez prostat kontrolünden geçmesi gerekiyor. PSA testi  yıllık rutin sağlık analizlerinde kullanılan bir prostat kanseri tarama testidir. PSA, hastalığın erken dönemlerinde kanda yükselmeye başlar. Kanserin teşhisi ile büyük ölçüde hayati tehlikenin önüne geçilebilir.”

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir