İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yeni Hiroşimalar istemiyoruz…

Antakya çevre Koruma Derneği (AçKD) Başkanı Selda Asker, 65 yıl önce Hiroşima’ya atom bombası atılmasıyla, bugüne kadar yaşanan en büyük insan katliamının yaşandığına dikkat çekti ve “Yeni Hiroşimalar, Nagazakiler, çernobiller olmaması dileğimizdir” mesajını verdi.
 
6 Ağustos 1945 yılının dünya üzerinde yaşanan en büyük insanlık katliamının yıl dönümü olduğunu hatırlatan AçKD Başkanı Selda Asker, ABD’nin Japonya’nın Hiroşima kentine attığı atom bombasının üzerinden 65 yıl geçtiğini, 360 bin masum insanın ölümüne, on binlerce insanın yaralanmasına neden olan facianın zararlarının o kadarla sınırlı olmadığını, radyasyondan etkilenen insanların genetik sakatlıklarının daha sonraki nesillere taşıdığını ifade etti.
 
ABD Hava Kuvvetlerine ait ‘Enola Gay’ adlı B-29 bombardıman uçağının, Japonya’nın Hiroşima kentine ‘little boy’ (küçük çocuk) adı verilmiş bir atom bombası attığını belirten AçKD Başkanı Selda Asker, “ınsanlık tarihi boyunca ilk kez Hiroşima’da kullanılan ve 15 bin tonluk TNT’nin patlayıcı gücüne eş değer bu atom bombası, resmi kaynaklara göre 140 bin kişinin ölümüne, on binlerce insanın da radyasyondan ağır şekilde etkilenmesine neden oldu. Kentin yüzde 60’ı haritadan silindi, kent üzerinde 13 kilometre karelik bir radyasyon bulutu oluştu. Hiroşima’ya bomba atılmasından üç gün sonra, 9 Ağustos 1945’te, bu kez Nagazaki kentinin insanları atom bombası ile tanıştı.
 
Amerikan ‘Bockscar’ isimli B-29 Superfortess uçağı, ‘Fatman’ (şişman Adam) adlı ikinci nükleer bombayı Nagazaki semalarından kentin üzerine bıraktı. Patlama gücü 21 bin tonluk TNT’ye eşit olan ‘şişman Adam’, ilk anda 100 bin kişiyi öldürdü. Japonya’da bombanın etkisi bugün de devam ediyor. Japonlar Hibakusha (Hibakuşa-ışın yiyen adam) diyorlar radyasyonun etkisini bugüne taşıyanlara. Japonya’da 400 bin Hibakuşa’nin varlığını sürdürdüğü söyleniyor günümüzde…” dedi.
 
Olumsuzluklar hiç önemsenmiyor…


Bütün bu olumsuzluklara rağmen bugün ülkemizde nükleer santral kurulmak istendiğini vurgulayan AKD Başkanı Selda Asker, Nükleer enerji üretiminde sorunun yalnızca nükleer kaza anında ya da radyasyon sızıntısı anında ortaya çıkmadığına dikkat çekti ve şunlara değindi: “Elbette nükleer santralın kurulacağı yerin kullanılamaz ve insanların giremeyeceği bir bölge haline dönüşme tehlikesinin yanında sürekli olarak bölgenin doğasına ve canlı yaşamına vereceği zararlar söz konusudur.
 
Bu santralda kullanılacak soğutma suyunun her gün 1 milyon tonunun buharlaşarak bölgedeki atmosferik buhar oranı ve sıcaklık derecesini daha da artıracağı ve bu buharlaşma sırasında deniz suyunda çözülmüş sülfür, klor, nitrojen gibi gazların oksitlenerek toksik gazlara dönüşeceği ve asit yağmurlarına neden olacağı bilinmektedir.
 
çevreye yayılan radyasyonun en önemli kaynağı olan nükleer santrallerin ınsan sağlığı için yarattığı sayısız tehdit bir yana, pahalı, verimsiz, kaynak bağımlılığı yaratan, ülkeleri silahlanma yarışına sokan ve dünya ülkelerinin vazgeçmekte olduğu nükleer enerji çıkmazına ülkemizin girmesini istemiyoruz. Yeni Hiroşimalar, Nagazakiler, çernobiller olmaması dileğimizdir.”

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir