İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Göçmen Politikası İflas Ediyor…

Kondrad Adenauer Stifgung (KAS) ile Hatay Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaklaşa düzenlediği “Suriye Göçmenler” konulu panelde, hükümetin uyguladığı Suriye politikasının iflas etmesi, göçmen kayıtlarının da bugüne kadar yeteri kadar yapılamadığı belirtilirken, önümüzdeki süreçte sosyal çatışmaların yaşanabileceği sinyali verildi.

Antakya Narin Otel’de yapılan “Suriyeli Göçmenler” konulu panelde, Suriye’de yaşanan göçün Hatay halkını sosyo-ekonomik, sosyal yaşam gibi her türlü konuda derinden etkilediğinin altını çizen konuşmacılar, Türk hükümetinin ilk etapta adını koymadığı mülteci konusunda başarısız olduğu, bu konuda tecrübesi olmamasına rağmen tek başına çözmek istemesi gibi belirsiz yol haritaları çizdiği belirtilerek, “Geçmişte yapılan yanlış ya da doğrulara değil, önümüzdeki süreci konuşmalıyız. 1 milyona yakın Suriyeli göçmenin güvenliği, eğitimi ve sosyal çatışmaları engelleyecek konular üzerinde durmalıyız. Zira buraya gelenlerin yarısı geri dönmeyebilir” denildi.

Oturum Başkanlığını Gazeteci Mehmet Ali Solak’ın yaptığı panelde konuşan Almanya Vakfı Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop, Suriye’de rejime karşı başlayan ayaklanmayla ülkenin sancılı bir döneme girdiğini, ardından rejim askerleri ve muhalifler arasında geçen çatışmaların da iç savaşa dönüştüğünü belirterek, iç savaşta en fazla zararı sivil halkın gördüğünü ifade etti.
Hatay Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Yetişen:Hatay nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin Suriyeli olduğunu belirterek, Suriyelilerin aç kalmaması için ucuz işçilik adı altında sosyal güvencesi olmadan çalıştırılmalarının Hataylı gençlerin işsiz kalmasına yol açtığını, zaman zaman da farklı sorunlar yaşandığını kaydetti.

“Yaklaşık 3 yıldan beri süregelen Suriye’deki karışıklıktan dolayı bize gelen Suriyeli vatandaşlara iddialı bir şekilde kucak açan Hatay halkının artık bu derin sıkıntıları çok açık şekilde hissetmektedir” diyen HGC Başkanı Ahmet Yetişen; “Suriyeli vatandaşların doğal olarak aç kalmamak için ilimiz sınırlarında sosyal güvencesi olmadan çalışmaları bizim gençlerimizin işsiz kalmasına sebep olmaktadır. Artık Hatay’da birçok işyerinin tabelasında Arapça yazılı tabelalar asılmaktadır. Trafikte her 4 araçtan biri Suriye plakalıdır. Dile getirmek istemediğim birçok üzücü olaylar var. Bu üzücü olayları burada dile getirmek istemiyorum. Hatay’ın kısa zamanda bu kadar yükü kaldırma imkanı yoktur. Bu yüzden Suriyeli vatandaşlar konusunda devletimizin ciddi adımlar atması ve kontrolü elinde tutması gerektiğine inanıyorum. Ama kontrol altında olmaları da şarttır. Yoksa bu yükün altından kalkmak mümkün değildir. Bu insanlar mağdur olabilir ama altından kalkamayacağımız yükün altında kalan Hatay halkı da mağdur olmaktadır” diye konuştu.

özellikle küçük yaştaki çocukların kin ve nefretten uzak eğitim almaları, oyun yaşındaki kız çocuklarının ikinci eş ya da fuhuş bataklığına mahkum edilmemesi gerektiğinin altını çizen Gazeteci Solak da, dünyaya gelen her bireyin potansiyel mülteci olduğuna dikkat çekti.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilciliği eski Sözcüsü, ıltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (ıGAM) Başkan Yardımcısı Metin çorabatır, Türk hükümetinin Suriyeli göçmenlerle ilgili yaptığı çalışmalarda şeffaflık ilkesine uymaması, ilk aşamada uluslar arası yardımı kabul etmemesi, sınıra en az 7 km uzaklıkta çadır kurulabilmesi gibi konular başta olmak üzere, Suriye politikasında da ciddi sorunlar yaşadığını söyledi.

çorabatır; “Hükümetin doğru yaptığı şeyler de var yanlış şeylerde, yapamadığı şeyler de. Suriye göçmenler konusunda isim koymadan, ‘ben bilirim, ben yaparım’ düşüncesi fevkalade hatalı. Bugün ülkenin güvenliğini konuşmamız lazım. Kontrolsüz kayıt sorunu, her geçen gün ciddi sorunlar ortaya çıkarıyor. Bazen açık kapı politikası da uygulanmıyor. Türkiye’nin göçmenler konusunda tecrübesi yok. Olayların politize edilmesi ayrı bir handikap. AFAD, çadırlardaki çalışmasını övünmekten vazgeçerek, STK’larla daha çok işbirliğine gidilerek, sosyal çatışmaları engellemek zorundayız” dedi.

ıl genelinde Suriyeli göçmenlerle ilgili 6 ilde çalışmalar yapan Hacettepe üniversitesi Rektör Danışmanı ve Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HUGO) Müdürü Doç. Dr. M. Murat Erdoğan ise, Suriyeli göçmen sorununun insani ve siyasi boyutuna değinerek, “Ciddi bir dram yaşandığı ortada. Kayıt ne yazık ki sorun olmaktan kurtarılamadı. Başbakanın kendi şahsında özdeşleştirilen konu, hatalarla sürekli katlanıyor. Devletin bu konuda kafası karışık. Devlet, bu konunun konuşulmamasını istiyorsa, gün gelir daha büyük sorunlara yol açabilir. En ufak bir hata, toplumsal kabulü de yıpratabilir. Suriyeli göçmenler konusu bölge sorunu olmaktan çıktığı için, sivil toplum kuruluşların bu konuda daha çok çabasını bekliyoruz” diye konuştu.

özellikle devletin Suriyelilere yönelik yardım noktasındaki karmaşanın önüne geçmesi gerektiğini belirten Erdoğan, “Konu insani bir sorundur. Ancak kurumsal bir karmaşa var. Yerel halk hastanelerden şikayetçi. Suriyelilerin hastaneye gitme oranı yüzde üç. Kayıtsız bir sürü insan var. Eğitimde çok ciddi sorunları var. Altyapısı yok. Bu çocuklar okullarını bıraktılar geldiler. Türkiye’nin bu tip göçler konusunda bir yürüyüş belirlemesi gerekiyor. Ucuz iş gücü. çatışmalara gidebilir. Bu insanların yarısı bu ülkede kalacak. Bu noktada STK’lara büyük görevler düşüyor. Bazı yerlerde de yapılan yardımlar göze batıyor ve ‘bize niye yardım edilmiyor’ diyorlar. Devlet bu politikalara dikkat etmeli” diye konuştu

70 bin nüfuslu Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde 30 bine yakın Suriyeli göçmenin yaşadığına işaret eden Hatay Yardımlaşma Derneği Sözcüsü Rahmi Vardı da, hükümetin Suriye politikasını eleştirerek, “Biz insani yardımda bulunmak istiyoruz, devlet önümüzü kapatıyor. ınsanın olduğu her yer de sorun var. ülkemize gelen binlerce insan mağdur. Cami avlularında yaşıyor. Binlerce çocuk, kayıp bir neslin çocukları. Hastanemiz ruhsatsız. Her geçen zorlaşan bir yapı var. Sadece Suriye’de değil, ülkemizde de savaş yaşanıyor. Yarın Reyhanlı’da yaşananlar, Kırıkhan’da da yaşanabilir. Dikkat etmek lazım. çünkü hükümetin Suriye politikası çökmüştür” dedi.

Konuşmacılar ve katılımcılar, Suriyeli göçmenlerle ilgili daha aktif çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi kadar, birlikte yaşam için önyargıların kırılması gerektiğini de belirtti.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir