Asi’ de seyir terasları gereksiz…

ASı’de “Su kaskatları ve seyir terasları gereksiz” Su değirmenleri ya da çarklı ulaşım tekneleri ile gezinti alanına dönüşmüş bir Asi Nehri… Mimarlar Odası Hatay şubesi yönetici ve üyeleri Antakya belediyesinin ASı nehri üzerinde gerçekleştirmeğe çalıştığı projeye ilişkin görüşlerini kamuoyu ile paylaşırken mevcut düşünülen su kaskatları ve seyir teraslarının gereksiz olduğuna vurgulanarak, “su değirmenleri yada çarklı tekneleri ile gezinti alanına dönüşmüş bir Asi nehri” özlemi dile getirildi.
 
Mimarlar Odasında düzenlenen toplantıda bilgi veren Başkan M. Yaşar Coşkun, kısa süre önce Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a Mimarlar Odası olarak Asi nehri ile ilgili görüşlerini aktardıklarını hatırlatarak bu görüşleri kamuoyu ile de paylaşmak istediklerini söyledi. Mimarlar Odasının Asi nehri ile ilgili değerlendirme raporunda şu önemli hususlara dikkat çekiliyor:
 
Asi Nehri çevre düzenlemesi yapılırken bazı verileri dikkate almak önemlidir. Asi Nehri’nin şehir merkezindeki bölümünde bir şEHıR MüZESı bulunmaktadır, bu aks önemli bir kültür aksıdır: Hatay Arkeoloji Müzesi Binası, Hatay Meclis Binası, PTT Binası, Antakya Belediyesi Eski Binası, Fransız Dönemi Mimarlığının yansıması Valilik Konutu, Tescilli ıl Sağlık Müdürlüğü Binası, Ulu Camii nehir kenarında yer alan önemli binalardan birkaçıdır.Antik çağda küçük tonajlı nehir gemilerinin sefer yapabildiği, su değirmenlerinin çalıştığı bu önemli kent hazinesinin artık kent yaşamına yeniden katılımı sağlanmalıdır, çevresindeki önemli binalarla birlikte düşünülmeli ve bir gezinti alanı haline getirilmelidir.Asi Nehri çevre düzenlemesi yapılırken öncelikle suyun rehabilite edilmesi düşünülmelidir. şu an seyredilebilir özelliği bile olmayan nehir suyunun temizliğinin sağlanarak belki bir prestij projesi diyebileceğimiz barajın yapılarak, sadece seyredilebilir bir su sağlamaktan öte zenginliğini kente sunan bir su ögesi olmasını sağlamak günümüz teknolojisiyle hiç de zor olmasa gerek… Rehabilitasyonu sağlanan nehirde kent merkeziyle, beldeler arasında ulaşımın da sağlanabileceğini öngörmek hiç de uzak-zor bir hayal değil…
 
çevresindeki tarihi kent dokusuyla barışık hatta yer yer canlandırmaların da yapılabileceği ( su değirmenleri, ya da çarklı ulaşım tekneleri) gezinti alanına dönüşmüş bir Asi Nehri’ni istemek Antakya yaşayanlarının ve yöneticilerinin hedefi olmalıdır ve kısa süreli çözümlerden kaçınılmalıdır. KISA SüRELı çöZüM OLARAK HAZIRLANMIş OLAN çEVRE DüZENLEMESıNE ıLışKıN OLARAK… 1) Seyir teraslarinin anlamı yoktur. Suyu seyretmek yerine, o suyun çevresinde ya da içerisinde gezinti alanı yaratmak daha anlamlı olacaktır. Mümkün olduğu kadar azaltılması gerekir. 2) Su kaskatlari özellikle işletme maliyeti açısından uygun değildir. Bunların kesinlikle uygulanmaması gerekir. Su ögesine vurgu yapmak isteniyorsa, suyun rehabilitasyonu çoğaltılması ve temizlenmesi ile yapılmalıdır. Su kaskatına ayrılacak bütçenin bu alanda kullanılması daha doğru olacaktır. 3) çevre düzenlemesindeki çiçekliklerin de bakım yönünden rantabıl olmadığı söylenebilir. çiçeklikler yerine nehir kenarındaki eğimli yüzey boyunca ağaçlandırmanın yapılması ve belli bir kotta yaya yolunun düzenlenmesi, teraslamalarla küçük bahçeler oluşturulması çok daha iyi sonuç verecek, kentle nehri buluşturacak ve yeşil kuşak yaratılmış olacaktır. 4) Yaya ve araç köprülerindeki geçiş simgeleri tak ve halatlar özgün olmamış ve nehrin iki yakasındaki tarihi dokuyla tamamen uyumsuzdur, bu dokuyu ezmektedir. Bu yüzden bunların uygulanmaması daha doğru olur. 5) Yine aynı bakış açısıyla nehrin çevresinde ve köprülerde yer alan korkuluk ve aydinlatma elemanlari tarihi kent konseptiyle uyuşmamakta, aykırı kalmaktadır. Oysa kentimizde, geçmişte de önemli bir yere sahip demir malzeme işçiliği vardır. Geçmişten günümüze önemli bir veri olan demir işinin bu düzenlemede kullanılması ayrıca taş duvarlarla doluluk boşluk yaratarak hem ekonomiklik hem de devamındaki uygulamalara geçiş sağlanması mümkün olacaktır. Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine sunarız.”