İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kadın vekil oranı çok yetersiz….

Samandağ Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren “Samandağ Kadın Danışma Merkezi” etkinliği kadın paneline katılım yüksek olurken, verilen en önemli mesaj, TBMM’de kadın vekil orantının %15’ten % 50’ye çıkarılması şeklinde oldu.
Moderatörlüğünü Aktivist Hülya Nehir’in yaptığı Panel’e konuşmacı olarak, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdevs Gümüşoğlu ve Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Songül Salan Gül katıldı.
Panel’e; CHP Hatay Milletvekili Aday Adayı Av. Meryem Karaçay, Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın eşi Nazan Savaş, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Filiz Haksöz, Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yıldız, Belediye Daire Amirleri, Belediye Kadın Meclis Üyeleri ve çok sayıda kadın katıldı.
Panel’de konuşan Hülya Nehir, Epimethus ile Pandora’nın masalını anlatarak başladığı konuşmasında; aile içinde başlayan ayrımcılığın, eğitimde, sonra toplumsal hayatın her alanında toplumsal cinsiyet rolleri ile kadınlara dayatıldığının altını çizerek, şu mesajı verdi:
“Yaşamın her alanında bize dayatılan bu ayrımcılıktan dolayı, ekonomik yaşamda, sosyal yaşamda siyasette olması gereken düzeyde var olamıyoruz. Bir de bunlar; Cumhurbaşkanı, Hükümet Sözcüsü, Başbakan gibi insanlar eliyle bu ayrımcılık pekiştiriliyor. Bugün Cumhurbaşkanı’nın her fırsatta ‘Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ demesi hiç tesadüf değil!
Kadın cinayetlerinin cins kırımına dönüşmesi hiç tesadüf değil. Egemenler kendi iktidar alanlarını bırakmak istemedikleri için kadınları doğurma makinesi çocuk ve yaşlı bakıcısı, evde yemek pişirme, çamaşır yıkama, temizlik yapma gibi geliri ve toplumda temsiliyetleri olmayan alanlarda görmek istemektedir. Sadece emeğimiz sömürülmüyor. Psikolojik ve fiziksel şiddete uğruyor, her gün katlediliyoruz. Bir cinsin kıyımı artarak devam ediyor.
Bernalar, Özgecanlar, Ayşeler ve adlarını sayamadığımız binlercesi gibi. Katlediliyoruz, şiddete uğruyoruz, siyasete temsiliyetimiz olmadığından yasaları kendi lehimize değiştiremiyoruz.
Önümüzde bir genel seçim var. Bakalım bu seçimler de kadınların temsiliyet oranı ne kadar olacak. Ne kadar var olabileceğiz. Bu gün hali hazırda temsilde 535 Milletvekilinin 77’si, 26 bakanın 1’i, 81 valinin 2’si, 25 müsteşarın 1’i, 30 Büyükşehir Belediye Başkanı’nın 3’ü (Eşbaşkanlarla birlikte 5), Yüksek Yargı Organı Başkanlarının 1’i, 174 rektörün 14’ü kadın.
Türkiye Haziran 2015 te Genel seçimlere gidiyor. TBMM’de yer alacak 550 Milletvekilini seçecek. Nüfusun yüzde 50’sini oluşturan kadınların bu gün itibariyle meclisteki temsiliyet oranı yüzde 14,39. Ve bu oran, kadınların seslerini duyurmalarını ve eşitlikçi yasalar çıkmasını engelliyor. Her türlü şiddet ve korku filmi seti haline gelen Meclisin bu görüntülerden uzaklaşması için daha çok kadın seçilmesi şart.
Bu Meclis’te, ‘barış, eşitlik, özgürlük, adalet, hoşgörü’ ortamı olması için, kadınların mücadelesine omuz vermeli, daha çok kadın seçtirmeli ve yasa çıkaran meclise kadın eli de değmeli.”
Prof. Dr. Firdevs Gümüşoğlu da yaptığı sunumda, Türkiye’nin kadın hareketi tarihine değinerek, Türkiye’de kadın hareketinin 100 yıllık bir tarihi olduğunu belirtti, Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine kadar kadın hakları ve mücadelesini anlattı.
Prof. Dr. Songül Salan Gül ise, ülkemizde kadınların siyasal temsili konusuna değindi ve şöyle devam etti:
“Ülkemizde yaşam alanı fotoğrafı daha da erkekleşmektedir. Kadının siyasetteki temsil edilmesi konusunda Türkiye 143 ülkede 88. sıradadır. Kadına, evin içinde parasal emek olmayan duygu işi yaptırılmakta, erkek ise dışarıda paralı, sermayesi olan işte çalışıyor ve dolayısıyla parayı da siyaseti de erkek yönetiyor. Kadın 1930’larda seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Kadınlar 1920’lerde hakları için çok iyi mücadele ettiler. Bu günlerde çok gerideyiz.
Son 15 yıldır geriledik Arap ülkelerinin biraz üstündeyiz. Kadın olmak yetmiyor kadın haklarına sahip çıkmak gerekiyor. Seçimlerde kadın adayları desteklememiz gerekiyor. Bu konuda partiler 2. planda olabilir. Bu ülkede 3,5 milyon okumaz yazmaz var bunların % 85’i kadındır. Kadınların büyük bir çoğunluğu tarımsal alanda ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Kadınlar için en önemli sorun ve tehdit alanı aile içi şiddettir. 1994 yılından beri şiddet çok vahimleştirilmiş, Özgecan olayında bu şiddet terörize edilerek yapılmaktadır. Kadınlar haklarını talep ettikleri için şiddet görüyor ve Türkiye’de her yıl 300 kadın şiddet kurbanı oluyor. Boşanmayı daha sağlıklı yapmalıyız. Kadın boşanırsa evlenemiyor ama erkek evleniyor ona kimse bir şey demiyor.” Dedi
Gül şiddetin kaynağını, nedenlerini ve Türkiye’de şiddet istatistikleri hakkında bilgiler verdi. Daha sonra erkek tarafından katledilen Berna Özdemir’in annesi Selva Özdemir söz alarak “ kızım erkek katliamına kurban gitti. Yaşadığımız acı üzerine bu konuda çevre tarafından eleştirildik biz yandık başka anneler yanmasın, Başka Berna’lar yanmasın.”
Yaylıca Belediyesi eski Belediye Meclis Üyesi Nilgün Çiçek de söz alarak, tek kadın belediye meclis üyeliği döneminde yaşadıkları deneyimleri aktardı. Çiçek; “Biz kadınlar, her yerde her alanda varız. Kadın siyasette de var olmalıdır. Ben çocuklarıma bir birinize sahip çıkın ve biz beraberiz diyorum” dedi.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın eşi Nazan Savaş da; “Bu panelin, Hatay Kadın Hareketine katkı sağlayacağına inanıyorum. Panelde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir