İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Pedagojik Değil ıdeolojik…

Erkal, “12 yıllık kesintili eğitim pedagojik değil, ideolojik amaçlarla gündeme getirilmiş ve TBMM’ye sunulmuştur.Hatay Eğitim-Sen şubesi önünden Ulus Meydanına yürüyerek bir basın açıklaması yapan  Eğitim-Sen Hatay şube Başkanı Ayhan Erkal, 12 yıllık kesintili eğitim önerisinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gündeme getirilme cesareti bile gösterilmemiş olması dikkat çekicidir. Başbakan’ın “dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” açıklamalarına paralel olarak beş grup başkan vekilinin imzasıyla “kanun teklifi” olarak meclise sunulan düzenleme tüm toplumu yakından ilgilendirmesine rağmen, düzenlemenin asıl muhatabı olan kesimlerin tamamen dışlanarak böylesi bir adım atılmış olması düşündürücüdür.Kanun teklifinin genel gerekçesinde yer alan ifadelerin, düzenlemenin tek başına kesintisiz eğitimi hedef almadığını belirten Erkal, kanun teklifinin eğitimde yaşanan dinselleştirme uygulamalarını arttırmanın yanı sıra eğitimde bir süredir yoğun bir şekilde yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarının daha da yaygınlaştırmayı hedeflediğini söyledi.Zorunlu Eğitim 12 Yıla çıkarılmamaktadırAlt komisyonda son hali verilen yasa teklifinin 10. maddesinde, ortaöğretim hizmetinin “örgün” ve “yaygın” öğrenim veren kurumların tümünü kapsadığının dile getirildiğini ifade eden Erkal, “Bu düzenleme, ortaöğretimde yaygın öğrenimi içererek zorunlu eğitimi 12 yılla değil, fiilen 8 yılla sınırlandırmaktadır. Dolayısıyla, zorunlu 12 yıl eğitim hizmeti son kademede sadece diploma almaya bağlanmaktadır. Daha açık ifade etmek gerekirse söz konusu teklif ile iddia edildiği gibi zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmamaktadır.Yapılan Değişiklikler Teklifin Mantığını KorumaktadırZorunlu eğitime ilişkin rakamların, kademeli eğitimi savunanları yalanladığını, öne sürülen gerekçeler inandırıcılıktan uzak olduğunu dile getiren Erkal, “Kanun teklifinin hazırlanmasına gerekçe olarak gösterilen 6 ve 13 yaşlarındaki öğrencilerin aynı okullarda okumasının yarattığı sorunları, zorunlu eğitimi kısaltarak ya da kendi içinde kademelendirerek değil, okulların fiziki yapılarında ve eğilim ortamlarında çeşitli değişiklikler yaparak çözmek mümkündür, şu an ilköğretim okullarında bu tür sorunların yaşanmaması için bir takım pratik önlemler alınmış ve uygulanmaktadır. Bu önlemler: salonların, dersliklerin ve tuvaletlerin ayrılması, binaların ayrılması vb gibi düzenlemelerdir. Bu yaş çocukları arasındaki ilişkilere bir takım ahlaki gerekçelerle karşı çıkmak, ancak dinsel kuralların esas alındığı yaşam tarzlarının egemen olduğu toplumlara özgü bir durumdur. Kadın-erkek ilişkilerine sığ. ahlaki formlarla duvarlar örmek ve bunu ilköğretim öğrencilerinin seviyesine indirerek yasaklar koymak çocuk ve gençleri dinsel referanslarla ve “tek tip” zihniyetle yetiştirmek anlamına gelmekledir. Dolayısıyla diğer pek çok gerekçe gibi. Bu gerekçe de gerçekçi değildir.Yasa teklifinin gerekçesinde de ileri sürülen ülke örnekleri her biri kendi içinde farklılıklar ve çok uzun yıllara dayanan uygulamalar sonrasında geliştirilmiş düzenlemelerdir. Kaldı ki özellikle Almanya’daki mesleğe yöneltme sistemi bu ülkede de sıklıkla eleştirilmektedir.” şeklinde konuştu.Okulöncesi eğitimin kapsam dışında olması kabul edilemezEğitim sistemi ve çocukların gelişimi açısından son derece önemli olan okulöncesi eğitimin zorunlu eğitimin kapsamı içine alınmamasının büyük bir eksiklik olarak dikkat çektiğini dile getiren Erkal şöyle devam etti: “Meclis alt komisyonunda yapılan değişiklikle okula başlama çağı 6 yaşın bitiminden 5 yaşın bitimine düşürülmüş ve bu değişikliğin okulöncesi eğilimin zorunlu eğitim kapsamına alınması isteğini gidereceği dile getirilmiştir. ıki anlayışla okulöncesi eğitimin zihinsel gelişime etkisi ve ilköğretim eğitiminden farklılığı göz ardı edilmiştir. Dolayısıyla bu düzenleme, okulöncesi eğitim zorunluluğunu karşılamamakta: yeni sorunların açığa çıkmasının önünü açmaktadır.çocuk Emeği Sömürüsü ArttırılmaktadırYasa teklifinin alt komisyonda düzenlenen 12. maddesi ile çocuk emeği sömürüsünün önü sonuna kadar açılmaktadır. Bir önceki teklifte yer almayan bu düzenlemeye göre on çalışanı olan bir işletmeye sınırsız stajyer meslek lisesi öğrencisi çalıştırma hakkı tanınmaktadır. Oysa Mesleki Eğitim Kanunu’nda yer alan haliyle en fazla o işyerinde çalışanların onda biri kadar stajyer çalıştırma hakkı tanınmaktadır. Alt komisyonda şekillendirildiği haliyle teklifteki 12 maddeye göre bu oran sınırı kaldırılarak işletmelere ucuz işgücü olarak diledikleri kadar öğrenci istihdam etme olanağı sunulmaktadır. Torba yasada meslek lisesi öğrencilerinin cebindeki üç kuruşa göz diken AKP şimdi de çocuklarımızın ucuz ve güvencesiz işgücü olarak sömürülmesine sonuna kadar olanak verecek bir düzenlemene imza atmaktadır. Torba yasa döneminde de çok fazla tartışmaya neden olan bu konuya dair AKP’nin yeniden adım atması manidardır.”şikâyetlerin Asıl Kaynağı MEB’in Politikalarıdır…12 yıllık kademeli zorunlu eğitim uygulamasının asıl amacının, zorunlu eğitim süresini arttırmak olmadığının altını çizen Erkal “AKP’nin her dönem arka bahçesi olarak gördüğü imam hatip okullarının önünü açmaktır, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması, bu amacı gerçekleştirmek için bir “kılıf olarak kullanılmak istenmektedir.Tamamen siyasal ve ideolojik amaçlarla hazırlanan kanun teklifi eğitimde çok başlılığı arttırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Temel eğitimin bütün aşamalarında çocuklar örgün eğitim kapsamında olmalı, hiçbir kademede “açık öğretim” uygulamasına gidilmemelidir. çocuklar okullarda sosyalleşmekle, davranış ve kişilik yapıları okul ortamlarında şekillenmektedir. Temel eğitimin kesintiye uğraması çocukların asosyal davranış ve kişilik bozukluğu olan bireyler olarak yetişmesine neden olacaktır.” Dedi. Eğitim alanında faaliyet yürüten eğitim örgütleri olarak, gün geçtikçe daha adaletsiz ve paralı hale getirilen eğitim hizmetlerinden herkesin eşit ve parasız olarak yaralanmasını istediklerini kaydeden Erkal açıklamasını “eğitim sisteminin her yaştan öğrencilerimizin daha nitelikli, laik, bilimsel ve demokratik bir eğilim sürecinden geçmesini sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmesini savunuyoruz.” Sözleriyle noktaladı. Haber Merkezi

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir