İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tüm Katliamları lanetliyoruz…

Hatırlanacağı üzere; Suriye’ de Hula Beldesi’ ne bağlı Akrab Köyü’ ne 11Aralık’ ta düzenlenen bombalı saldırılarda en az 130 Arap Alevi’ si katledilmiş. Bir gün sonra da aynı terörist gruplar şam’ın Qatana kentinde bir ilköğretim okuluna bombalı saldırı düzenleyerek 12’si çocuk olmak üzere 16 kişiyi yine katletmişlerdi. Bu müessir olay tüm dünya kamuoyunda olduğu gibi ülkemizde de lanetlendi. Türkiye’ de Alevi, Sünni ayırımı olmaksızın her kesimden insan, Sivil Toplum Kuruluşu ve Siyasi Parti temsilcisi Adana ınönü Park’ ı önünde Suriye’ deki savaş ve işgallerle ilgili ortak basın açıklaması yaptı. 
 
“Alevi Vakıfları Federasyonu, Alevi Bektaşi Fedarasyonu, Akad-Alevi Kültürünü Araştırma Derneği /Adana, Akad-Alevi Kültürünü Araştırma Derneği /ıskenderun–Hatay, Alevi Değerleri Derneği – Samandağ/Hatay, Alevi Kültür Dernekleri, Asda Vakfı – Akdeniz Sosyal Dayanışma Eğitim, Sağlık Ve Kültür Vakfı-Ak-Yed (Akkapı Kültür, Yardımlaşma Ve Eğitim Derneği), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, şakirpaşa Cem Birleştirme Derneği, Yüreğir Cem Yaptırma Derneği, Sucuzade Kalkındırma Yardımlaşma Derneği, Karataş Alevi Kültür Ve Dayanışma Derneği, Karayusuflu Kültür, Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneği,
 
Kay-Der (Kayışlı Köyü Derneği), Karşıyaka Toplumsal Dayanışma Derneği, Tunceliler Derneği, Anadolu Der, Adana Tabip Odası, çağdaş Hukukçular Derneği Adana şubesi, Disk Adana Bölge, Halkevleri, ıHD (ınsan Hakları Derneği), Kesk Adana şubeler Platformu, Tihv (Türkiye ınsan Hakları Vakfı), Tmmob Adana ıkk, Tuhay-Der, Kürdi-Der, Tümtis Adana şube, Adana Halkların Demokratik Kongresi (Bdp, Emep, Esp, Töp, Syk, Sp, Kaldıraç, Yeşil/Sol, Türkiye Gerçeği, Sdp); CHP, DıP, DSP, HAK-PAR, öDP,TKP, Uluslar Arası Af örgütü /Adana Grubu” imzasıyla yayınlanan basın açıklamasında;
 
“Akrab Köyü’ ne düzenlenen son saldırılar, bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda ülkedeki Arap Alevi kökenli vatandaşlara yönelik en kanlı saldırı olarak gerçekleşti. çok sayıda yaralının da bulunduğu saldırı, temel tıbbi ekipman ve sağlık hizmetinin yetersiz kaldığı Suriye’ de, sivil insanların yaşamalarını imkansız hale getiren çatışma sürecinin tehlikeli son halkası olmuştur. Beraberinde, savaş hukuku kapsamında savaş suçu olarak kabul edilecek bu gibi vahşet uygulamalarının, Suriye’ deki farklı kökenlere de uzandığını göstermesi bakımından da, sonuçları bakımından son derece tehlikeli bir süreci de tetiklemektedir.” Denildi. ışgale ve Savaşa Hayır açıklaması söyle devam etti:
 
“Akrab’ ta böylesi bir saldırı, Suriye içerisinde yaşanan çatışma ortamını provoke etmek ve daha fazla masum insanın ve sivil kayıpların artacağı, tehlikeli bir kaos ortamı yaratılması için tahrik unsuru olarak kullanılabilecek bir gelişmedir. Akrab Köyü; çoğunluğunu Sünnilerin oluşturduğu ve 25 Mayıs 2012 tarihinde yine benzer bir katliamın yaşandığı Hula Köyü’ nün yakınlarında bulunuyor. Hula’ da da 49’u çocuk 34’ ü kadın 108 kişi ABD ’nin beslemesi teröristlerce öldürülmüştü. Akrab’ taki durum, Suriye genelindeki mezhebi kökenli bir çatışma ortamına yönelik çok tehlikeli, insan yaşamı üzerinden yürütülen kirli bir hesap anlamı taşımaktadır.
 
Suriye’ deki olayları ilk günden beri teröristlerin bakış açısıyla veren Türkiye’ deki bazı ajanslar ise cani teröristleri aklamaya çalışmış ve saldırıyı Beşşar Esad’ a bağlı ordu güçlerinin gerçekleştirdiği yalanını ortaya atmıştır. Bu haber ters yüz edilerek bizzat bu ajanslar tarafından Türkiye halkı aldatılmaya çalışılmak istenmiştir. Ama mızrak artık çuvala sığmamaktadır. Ajanslar da, başkaları da asıl gerçeğin ne olduğunu çok iyi bilmektedirler!
 
Bugün Suriye’ de “demokrasi gelecek” yalanlarıyla süslenen bir vahşet yaşanmaktadır. Yaşanan bu vahşetin ve kirli savaşın asıl sorumluları emperyalistler ve onların uşaklarıdır. Ne yazık ki, ülkemizi yönetenler de bu kirli savaşın tarafı olarak binlerce masum insanın kanına girilmesinde etkin rol almışlardır. Türkiye gerek silah ve barınma, gerekse uluslararası kamuoyunun desteğinin sağlanmasında en üst seviyede girişimleriyle kulluk görevini fazlasıyla yerine getirmiştir.”
 
Suriye’ nin Akrab Köyü’ ndeki Alevi Katliamına ilişkin açıklamanın sonunda; 
“Akrab Köyü’ nde yaşanılan katliamla görüyoruz ki, ortada ne demokrasi, ne de özgürlük mücadelesi vardır. Suriye’de bir demokrasi mücadelesinden çok uluslararası emperyalist devletlerin kanlı tezgâhları ve mezhep çatışmasını kışkırtıcı politikaları vardır. Artık hiç kimse bizim suçumuz yok haberdar değiliz diyemez. Bugün Suriye de iki yüze yakın Alevi’ yi katledenler dün bu ülkede ve benzeri ülkelerde eğitilmiş katil sürüsünden oluşmaktadır. Katil sürülerini eğiterek ve besleyerek yüzlerce masumun kanına girenler halkın vicdanın da bir kez daha mahkûm olmuşlardır. Her defasında Alevilere olan kinini ve nefretini kusanlar bu katliam karşısında nedense susuyorlar! Gerçi ülkemizde de biz bu katliamlara yabancı değiliz. Dersim, Maraş, çorum, Sivas ve Gazi Katliamları; Alevilere yönelik kapsamlı ve örgütlü saldırıları içermekte ve hala belleklerimizde sıcaklığını korumaktadır.
 
Tüm vicdanlara sesleniyoruz!
 
Bu katliam karşısında Niye susuyorsunuz? Niçin bu katliamı kınamıyorsunuz? Bu ülkenin Başbakanı, Cumhurbaşkanı, Suriye konusunda kapı kapı dolaşan Dışişleri Bakanı neden susuyor? BM, ABD, ıngiltere, Almanya, Fransa batılı ülkeler neden susuyorsunuz? Irak’ a, Afganistan’ a, Libya’ ya “demokrasi” götürdüğünü iddia edenler neden susuyorsunuz? Ama biz neden sustuğunuzu biliyoruz. çünkü siz Ortadoğu coğrafyasında bugün dökülen tüm kanların sorumlususunuz, bugün Akrap’ ta ve benzeri katliamların bir parçası olduğunuzu bildiğiniz için susuyorsunuz.
 
Adaletten, haktan, hukuktan dem vuranların demokrasi anlayışları çoktan çökmüştür. Emperyalist güçleri ve onların işbirlikçilerini, masum insanların kanına girenleri, katliam yapanları tüm insanların önünde bir kez daha nefretle kınıyoruz. Saygılarımızla.” Denildi.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir