Hatay’ın Dörtyol ilçesinden, Strateji ve Dış Politika uzmanı Prof. Dr. Celalettin Yavuz Suriye’ye olası müdahale sonrasında, Türkiye’nin günah keçisi ilen edilebileceğini öne sürdü.
ABD’nin Suriye’ye Askeri müdahale yapacağı haberleri üzerine konuya ilişkin basın açıklaması yapan Prof. Dr. Celalettin Yavuz, ‘Müdahaleye istekli Suriyeliler, yakınları öldükten sonra en yakın ülkeyi, Türkiye’yi günah keçisi ilan eder!’ görüşüne vurgu yaptı.
Askeri müdahalede savaşmak yerine insani yardım ve lojistik destek gibi hususlarda katkı yapılması gerektiğini savunan Hatay Dörtyol’lu Strateji ve Dış Politika Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Yavuz, ‘Esad’ın kimyasal silah başlıklı füzeleri ise Patriot füzeleri tarafından önlenemez. Zira bu sistemler yakın-orta mesafe menzilli olup, sadece bulunduğu bölgenin hava ve füze savunmasını sağlayabilir’ ifadesinde bulundu.
AMAç ESAD’I DEVıRMEK DEğıL, CEZALANDIRMAK!
özellikle 27 Ağustos 2013 itibariyle dünya medyasında ABD’nin en geç 2 gün içerisinde Suriye’ye askeri müdahalede bulunacağını yazdığı hatırlatmasında bulunan Prof. Dr. Celalettin Yavuz, gelişmelere ilişkin görüşlerini şöyle ifade etti:
‘Muhtemelen de 21 Ağustos’ta şam’daki Doğu Guta semtinde kitle halindeki ölümlerin, Esad rejimi tarafından kimyasal silah kullanılarak gerçekleştirildiği ileri sürülmektedir. Askeri müdahalenin gerekçesinin de Esad’ı devirmek değil, füzelerle Esad rejimini cezalandırmak olacağı yazılıyor.
öte yandan bu katliamı Esad rejiminin yapmış olması kuvvetle muhtemelse de kesin değil. Mayıs 2013’te Adana’da yakalanan El-Nusra örgütü elemanlarında 2 kilogram Sarin gazı ele geçirildi. Keza PYD-PKK’nın da önemli miktarda kimyasal silaha sahip olduğu biliniyor.
ABD Başkanı Barak Obama, “Katliamı Esad rejiminin yaptığı kanıtlanmadıkça ABD’yi maceraya sürüklemeyeceğini” ifade etti. ABD Savunma Bakanı Hagel de, analizle müdahaleyi gerektirecek bir sonuç çıkması ve Başkan’ın emir vermesi halinde Suriye’ye uluslararası ortaklarla birlikte hareket edileceğini” söyledi.
şayet fail Esad rejimiyse, askeri müdahalenin yapılacağı anlaşıldı. BM Güvenlik Konseyi kararıyla veya Konsey kararı olmaksızın olsun, bu konuda yakın geçmişte yaşanan 2 önemli örnek mevcuttur. ılki 1999’da Kosova’ya NATO tarafından yapılan hava harekâtıdır. ıkincisi ise 2011’de Libya’ya denizden askeri gemilerle abluka uygulanması ve uçuşa yasak saha ilanıdır. ılkinde BM Güvenlik Konseyi kararı yok iken, ikincisinde vardı.
Suriye’ye askeri müdahale öncesi uyarı yapılabilir. Esad’a
kimyasal silahların tamamını BM ilgililerine teslim etme gibi şartlar ileri
sürülebilir.
Esad’ın şartları reddetmesi halinde, Libya benzeri bir
uygulamayla limanlar dünyadan tecrit edilerek, Suriye’yi zayıflatmak
gerekecektir. Keza uçuşa yasak saha ilanıyla Suriye uçak ve helikopterlerinin
kullanımını önlemek. Bu arada komşu ülkelere “ınsani Yardım Koridorları” ve
hatta kitle halindeki mülteci akınlarına karşı tampon bölgeler de tesis
edilebilir’.
PATRıOT FüZELERı, KıMYASAL SıLAH BAşLIKLI FüZELERı öNLEYEMEZ
Strateji ve Dış Politika Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Yavuz,
kimyasal silah başlıklı füzeleri, Türkiye’de konuşlandırılan patriot füzeleri
tarafından önlenemeyeceğini savında açıklamasının son bölümünde ise şu
görüşlere yer verdi:
‘Abluka uygulayan askeri gemiler Suriye’nin sahilde konuşlu
satıhtan gemilere atılan güdümlü mermilerinin tehdidi altındadır. Uçuşa yasaklı
sahaya müdahale edecek koalisyon güçlerinin uçakları da 2007’den itibaren
yenilenen Rus yapımı SAM füzelerinin tehdidine açıktır. Gemilere atılacak
güdümlü mermiler eski nesildir ve saptırılıp, savunulması nispeten kolay
sistemlerdir. SAM’ları ise özel kuvvetlerle üslerinde etkisiz hale getirmek
gerekebilir.
ılk aşamada ve olası bir askeri müdahalede bölgede kullanılabilecek hava üsleri Kıbrıs’taki ıngiliz üsleri (Dikelya ve Agrotori), Türkiye (ıncirlik, Malatya gibi) ve ısrail’de mevcuttur.
Suriye’ye askeri müdahale halinde bölge ülkelerinden ısrail ve Türkiye tehdide en yakın ülkelerdir. Esad’ın kimyasal silah başlıklı füzeleri ise Patriot füzeleri tarafından önlenemez. Zira bu sistemler yakın-orta mesafe menzilli olup, sadece bulunduğu bölgenin hava ve füze savunmasını sağlayabilir. Oysa Suriye sınır bölgesinin Patriotlarla kaplaması eksiktir.
Aklıselimin hâkim gelerek, Suriye’de Esad rejiminin BM ile işbirliğine girmesi arzu edilmektedir. Türkiye ise yeni bir savaş halinde yeni bir Meclis tezkeresine ihtiyaç duyacaktır. Olası askeri müdahalede doğrudan savaşmak yerine, insani yardım ve lojistik destek gibi hususlarda katkı yapmak düşünülmelidir. Zira müdahaleye istekli Suriyeliler bile yakınları öldükten sonra en yakın ülkeyi Türkiye’yi günah keçisi ilan eder.’
İlk yorum yapan siz olun